8 Kasım 2009 Pazar

Pazar

İstanbul'da güzel bir pazar gününde karşınızdayım sevgili okurlar
Güzel bir uyku uyumak lazımdı bu uzun pazar günü için ve sanırım ben artık hazırım. Bugünün planı yoğun hatta üst üste gelen şeyler bile var ama umarım en yüksek verimle günü kapatacaz.
Kalkar kalkmaz çarşaf değiştirme işlemlerini gerçekleştirdim ve bilgisayarın karşısına oturdum Çağdaş efendinin uyanmasını bekliyorum o sırada size durumları anlatayım dedim.
Beyefendinin teşrifinden sonra şöyle büyük çapta bir ev temizliği planlıyoruz dün eksik bütün mühimmat temin edildi artık hazırız. Daha sonra iyi bir kahvaltı yaparız ee o zamana kadar saat zaten 4'ü bulur ve o andan itibaren de Chelsea-ManU maçını izlemek üzere tv başına kuruluruz. (Saat 3'te de Efes-Fener maçı varmış onu gözden kaçırmışım. Yani iki maçı da spormax'in veriyor olması lazım du bakim nasıl yapacaklar) (Evet bir düzeltme daha! Chelsea-ManU maçı 6'daymış. Yani 3-5 Efes maçı sonra 1 saatlik mola ve 6-8 Premier Lig maçı, e güzel )
O saatten itibaren biraz boş takılırız, biraz ders çalışırız sonra da duyduğuma göre hanımı bi sınavdan geçirmek lazımmış onları da hallederiz ki güzel güzel notlar alsın ki gelsin buralara.
Yalnız tekrar belirtmek istiyorum İstanbul'da hava muhteşem, çıkın, gezin, zıplayın, hoplayın yani hiç acımayın, yapın öyle şeyler.

Hadi ben burada sonlandırayım ki masanın tozunu alayım.
Hepinizi gözlerinden, hanımı dudaklarından öperim, sağlıcaklar dilerim...

4 Kasım 2009 Çarşamba

neydi, ne oldu?

Eveeet dün sabah haftayla ilgili planlarımı paylaşmıştım hatırlarsınız. Ne güzel hayallerdi onlar öyle değil mi?
Şimdi ise o planların son durumlarını maddeler halinde yazayim dedim;

Hava: Accuweather'in da söylediği gibi akşam saatlerine kadar çok güzel bir hava hakimdi İstanbul'da. Soğuk ama güneşli. Yani böyle gölgeden güneşe çıktığın anda insanın içini ısıtan bir güneş. Akşam saatlerine doğru ise hafif bir yağmur başladı. Çok az ıslandığım için şikayet etmiyorum bu yağmurdan.

Okul: Çağdaş beyin akşamdan başlayan okul satma potansiyeli sabah itibariyle tavan yaptı ve bir kaç sudan bahane uydurduktan sonra sabah ki derslere gitmeme kararı aldık ve unlu mamülden güzel simitler alıp iyi bir kahvaltı yaptık.

Merve: Çağdaş sabah servisini iptal etmiş olsa da öğleden sonra dersi için servis düzenledi ve ben ona da yamandım. Böylece taksim'e ulaşmam kolaylaştı. Okulda kendi ve benim işlerimi hallettikten sonra taksim'e iştirak eden merve hanımla buluşur buluşmaz aklıma diğer boş arkadaşım Derya geldi ve onu da aradık. O da gecikmeli de olsa aramıza katılacağını açıkladıktan sonra biz yemek yedik, dolandık biraz sonra Derya ve ayşe (mama) da aramıza katıldı. Onlar da yemek yedikten sonra mahmut da bize katıldı ve voltran'ı tamamlamış oldu tabii ki tek eksiğimiz vardı... (Neyse ki 2 hafta içinde o da katılacak aramıza) İşte herkes toplandıktan sonra oturduk Ara Cafe'de sıcak çikolatalarımızı içtik ve saatin tam trafik saati olduğunu fark edince de hemen kalktık ve ne görelim yağmur başlamış dışarıda neyse ki çok ağır bir şey değildi.

İşte anam gün ile ilgili ne planladım ne yaptım. Bu da ne kadar değişken biri olduğumu gösteriyor sanırım :P

Geçen hafta 29 ekim tatilinde ders çalışma ile ilgili güzel planlarım vardı ama cuma, cumartesi dersleri iptal edilince çok pis salmıştım. Ama bugün işleri ciddiye alma zamanı geldiğini fark ettim ve matematik ödevimi yaptım misler gibi. Haftasonu da umarım viscous çalışıp ödev yaparsam bir de matematik çalışırsam tadından yenmez kanımca...

Neyse anacım ben kaçar, hanım bekler sınav yapacam da :)

Herkesleri öper ve bu iletimi de burada sonlandırırım....

3 Kasım 2009 Salı

Paylaşmak kadar güzeli var mı...

Beğendiğim bir twit'i burada paylaşmak istiyorum. Kendisi @mythart tarafından yazılmıştır;

"farklı mecralarda yazdığım benzer 1 cümleye gelen tepkilere göre; facebook muhafazakar, twitter özgürlükçü, last.fm'in skininde değil, zaten"

Okul yolu düz gider...

Günaydın sevgili günlük (benim durumumda haftalık filan)

Saat 0800 (TSİ) itibariyle uyandım, inanması güç ama İstanbul günlük güneşlik ve ben bundan garip bi şekilde korkuyorum çünkü son bir kaç gündür hava o kadar rezil ki iyi bir hava olamaz yani imkanı yok. Söylentilere göre dün sabah saatlerinde de hava iyiymiş ama sonradan bozdu yine.
Neyse günün anlam ve önemine gelecek olursak, son 2 haftadır rezil olan okul düzenimi umarım bu hafta düzene sokacağım. Çünkü 2 haftadır adam gibi okula gitmiyorum, malum ilk hafta aşağıda yazan satırlara denk geldiği için katılamadım geçen hafta da 29 Ekim ve ardından gelen H1N1 virüsüne karşı gerçekleştirilen dezenfeksiyon işlemleri sebebi ile İTÜ ilk defa tatil oldu doğal olarak ben de okuldan iyice soğudum. Umarım bugün okula gidecem (evet küçük de olsa bi satma ihtimali var) ve okula yeniden ısınacam.
3 saatlik muhteşem (!!!) dersten sonra da aramızdan ilk işe giren kişi olan Merve hanım ile buluşarak umarım Mahmut'u da aramıza katarak çeşitli organizasyonlar planlamaktayız. (Öğrenci işlerine gitme, yemek yeme vs.)
Bu yayınımız da ileriye dönük ilk yayın olarak kısa blog tarihimize geçmiş bulunmaktadır. Siz şimdi dersiniz sabah sabah; "yazı yazacağına okul yoluna düşsene, evin cehennemin dibinde" diye. Valla arabasına yamanacağım ev arkadaşım sevgili Çağdaş efendiyi beklemekteyim şu anda.
Hadi kaçayım o zaman ben. O'na ayrı, size ayrı öpücük gönderdikten sonra bu yazıyı da sonlandırırım arkadaş...

Haydi selametle...